Kendime Düşünceler

Mahir YUKSEL
3 min readMay 21, 2023

--

Marcus Aurelius

12 kitaptan oluşan Ta Eis Heauton’da Marcus Aurelius’un kendine özgü Stoacı görüşleri, Stoa felsefesinin genel hatları, imparatorun kendi kişisel gelişimi ve bu geli­ şim sonucu edindiği düşünceler aktarılır.

Stoacılar Felsefeyi üçe ayırır: Mantık, Fizik ve Ahlak.,,. Stoacılara göre felsefe yaşayan bir canlıdır. Mantık, bu can­ lının kemiklerini ve sinirlerini, Fizik etli bölgelerini, ahlaksa ruhunu oluşturur. Stoacılar bunlar arasındaki ilişkiyi şöyle ifade eder: “En üstün iyi (Summum bonum), erdemdir; er­ dem, doğayla uyumlu yaşamaktır (to homologoumenon tei physei zen), doğayla uyumlu yaşama, doğanın doğru bilgisi­ ni edinmekle mümkündür. Bu bilgiye de belirli bir yöntemle ya da bir ölçüde ulaşılır. İyinin bilimi ahlaktır. Doğanın bili­ mi fiziktir. Bilginin ölçütü ise mantıktır.””” Fakat biri olma­ dan hiç biri tam olarak görevini yerine getiremez.

[8] Apollonius’tan ahlaken özgür olmayı, talihin zarı­ nı görmezden gelen kesinliği, bir an için bile akıl haricinde başka bir bakış açısına sahip olmamayı; şiddetli acılarda, çocuğumu kaybettiğimde, geçmek bilmeyen hastalıklarda daima aynı kalabilmeyi; coşkunluğu ve rahatlığı bağdaştı­ rabilen bir adamın yaşayan örneğini açıkça görebilmeyi; bir şeyi açıklarken sabırlı olmayı; felsefi ilkeleri iletme becerisi yanında, deneyimini de kendisine balışedilen armağanlar arasında gösterdiği anlaşılan birini tanımayı; arkadaşlardan apaçık lütufların nasıl kabul edileceğini, bu lütuflar yüzün­ den ödün vermemeyi ve onları reddederken katı olmamayı öğrendim.

[ll] Fronto’dan dikkatimi tiranlığın özelliklerinden olan kıskançlık, ikiyüzlülük ve kurnazlık üzerine yoğunlaş­ tırmayı ve genellikle benim yakınlarımda bulunup Patrici16 olarak adlandırılan kişilerin, samirniyet kurdukları kişilere karşı sevgi ve şefkatten yoksun olduklarını öğrendim.

[ 15] Maximus’tan26 kendime hakim olmayı ve hiçbir şeye göre şekillenmemeyi; hem bütün zor durumlarda hem de hastalıklarda iyi kalpliliği; hem teskin edici hem de ağırbaşlı, ılımlı bir mizaca sahip olmayı; yorulmak nedir bilmeden gö­ revlerimin üstesinden gelmeyi; söylediğim sözleri düşünerek söylediğim, yaptığım işleri de kötü yapmadığım konusunda herkesin güvenini kazanmayı öğrendim. Hiçbir şeye şaşırmamayı ve hiçbir şeyden etkilenmemeyi; asla aceleci, üşen­ geç, şaşkın, kederli, durup dururken sırıtan, ya da tam ter­ sine sinidenen ya da etrafına kuşku dolu bakışlar atan birisi olmamayı öğrendim. Yardımseverliği, hoşgörülü olmayı ve dürüstlüğü; doğru yola yönelen birinden çok, doğru yoldan çıkarılamayan biri izlenimi vermeyi; günün birinde herhangi birinin, herhangi birine tepeden baktığıını düşünmemesini ve herhangi birinin de kendisini benden daha üstün sanma­ masını sağlamayı; hoş vakit geçirmeyi belli bir sınır içerisin­ de tutmayı öğrendim.

[17]…Vücudum böyle bir hayatta bana çok uzun dayandı. Ne Benedicta’ya ne de Theodotus’aelimi sürdüm. Sonraları aşk dolu tutkuların ardından sağlığıını yeniden kazandım. Çoğu zaman Rusticus’a kızgındım fakat fikrim değişebile­ceğinden, bu konuda hiçbir şey yapmadım. Beni dünyayagetiren annem ölmek için çok gençti.Yine de son yıllarını benimle geçirdi.

2.Kitap

[2] Biraz etten, biraz yaşam nefesi ve yönetici akıldan ibaret olan şey her neyse, o benim. Kitapları uzaklaştır: Bundan böyle onlara kapılıp gitme! Buna müsaade yoktur. Fakat daha şimdiden ölen biri gibi bu eti de küçümse: O et, sinir, damar, atardamar, kirli kan ve kemiklerden oluşan bir yığındır sadece. Ve aldığın nefesin de ne olduğuna bak: Her zaman aynı olmayan, fakat her fırsatta dışarı çıkarttı­ ğın ve yeniden içine çektiğin havadan ibaret. Üçüncü olarak yönetici akla bir bak ve şöyle düşün: Yaşlı bir adamsın ve bundan böyle köle olmayı, oradan oraya sürüklenen, payla­ şılamayan bir kukla gibi olmayı, yazgına düşen şeyi ya da şu an olmasını istemediğin, ya da gelecekte gerçekleşmesinden güvensizlik duyacağın şeyi bir kenara bırak.

[6) Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü her­ kesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamam­landı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanların ruhla­ rında kendi mutluluğunu arayan birisin.

[8] Başka birinin ruhundakileri izleyip anlamadığı için bedbaht olana pek sık rastlanmaz; fakat kendi ruhunu yakından takip etmeyenlerin bedbaht olması kaçınılmazdır.

--

--